30 Temmuz 2013 Salı

Cevizli İstiridye Tatlısı

10

Ramazana yavaş yavaş veda etmeye mi hazırlanıyoruz?
Daha iki gün evvel Ramazan'ın heyecanıyla gark oluyorduk..
Hakkıyla ihya edebilecek miyim derken...
Ne kadar farkındayım bu mübarek ayın?
Bunu soruyorum bir kaç gündür kendime...

                                                                 ***************************

Hani öz abla abiniz gibi gördüğünüz, maneviyatınızda kocaman bir yer edinen nadide insanlar vardır hayatınızda.
Varlığıyla sizi musmutlu ederler, başınız sıkıştığında hızır gibi yetişirler, birlikte vakit geçirmekten inanılmaz keyif duyarsınız...
İşte benim de hayatımda böyle güzel insanlar var hamd olsun..
Bunlardan biri de 3 buçuk seneyi aşkındır kahrımı çeken Müge şekerim :))
Geçen gün konuşurken, uydurellez(doğaçlama) bir şerbetli tatlı yaptığımı fakat bu sefer isim konusunda bir türlü karar veremediğimi söyledim ve fikrini istedim.
Nokta atışı yaptı resmen ve ilk söylediği isme vuruldum :)
Cevizli istiridye tatlısı :))
Sonradan gidip gelip tatlının fotoğraflarını incelediğimde, gerçekten de istiridye kabuğuna ne kadar çok benzediğini fark ettim.
Evet efendim, anlayacağınız o ki, tarif benden, ismi manevi ablamdan ;)
Tatlının isim annesine bir kez de buradan teşekkürlerimi iletmek istiyorum...


Son zamanlardaki en favori tatlı tarifim.
Hem iftar sofralarınız için, hem bayram için değişik, yapımı kolay ve lezzeti bir o kadar güzel tarif arıyorsanız, kesinlikle tavsiye ediyorum.

Malzemeler: (45-50 adet)

  • 250 gr. tereyağı
  • 1 türk kahvesi fincanı yoğurt
  • Yarım türk kahvesi fincanı sıvıyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tuz
  • Yaklaşık 3 su bardağı un
İçi İçin:

  • 2 su bardağı iri kıyılmış ceviz

Şerbet İçin:

  • 3 su bardağı şeker
  • 3 su bardağı su
  • 3-4 damla limon suyu

1 ve 2-) Yoğurma kabına tüm malzemeleri koyuyoruz ve kulak memesi kıvamında bir hamur yoğuruyoruz. Cevizden küçük bezeler yapıyoruz.
3-) Elimizle bastırarak çay tabağından küçük yuvarlaklar yapıyoruz. Ortasına ceviz koyup kapatıyoruz.Ağız kısmına çatalla bastırıyoruz.
4-) Tepsiye diziyoruz (tepsiye yağ sürmenize gerek yok). 180 derecede pişiriyoruz. Daha önceden yapıp ılıttığımız şerbeti tatlımız fırından çıktıktan yarım dakika kadar sonra döküyoruz. (Şerbeti daha iyi çekmesi için tepsinin ağzını kapatabilirsiniz)


Afiyet olsun efendim...


Read More »

25 Temmuz 2013 Perşembe

Yumurtalı Pancar Yaprağı Kavurması

7

"İşte onlar, Allah’ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar gafillerin ta kendileridir." (Nahl suresi,108)
... :((

Belki hatırlayanlarınız vardır, daha önceki postlardan birinde bahsetmiştim, dedemlerin köydeki evinin bahçesinden bolca pancar yaprağı toplamıştık.
Bir kısmını o gün pişirdik, geri kalanını da kendi suyuyla kavurup buzluğa kaldırdık.
İşte o buzluğa kalkan poşetler, böyle enfes yemekler oluyor çok şükür...

En sevdiğim hallerinden biri böreği, bir diğeri de bu şekilde kavrulması.
Denemeyeniniz varsa, mutlaka tavsiye ederim.
Eğer pancar yaprağı bulamayız derseniz, aynı şekilde ıspanakla ya da pazıyla da yapabilirsiniz.

Malzemeler:
  • 1 kilo pancar yaprağı
  • 1 adet küçük kuru soğan
  • 2 adet yumurta
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • Yarım çay kaşığı şeker
  • Karabiber
  • Tuz
1-) Pancarları 2 parmak kalınlığında doğruyoruz ve tencerede su ve yağ koymadan kendi suyunu salıp çekene kadar kavuruyoruz (Bu aşamayı fotoğraflamayı unutmuşum) Tereyağı koyduğumuz tavada ilk önce soğanları kavuruyoruz. Ardından salçasını, karabiberini ve şekeri koyup kavurmaya devam ediyoruz.
2 ve 3-) Yumurtaları kırıyoruz ve hafifçe karıştırdıktan hemen sonra pancarları ilave ediyoruz ve kavurmaya devam ediyoruz. Kavrulunca altını kapatıyoruz.

Sarımsaklı yoğurt eşliğinde servis ediyoruz.

Afiyet olsun efendim...

Read More »

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Düğün Çorbası

8

Huzurla, güzelliklerle ve hayırla dolu bir hafta diliyorum herkese...

Yazın çorba mı içilir diyenlerdensiniz?
İnanın benim için yaz kış fark etmez, kahvaltı hariç her an çorba içebilecek potansiyeli taşıyorum :)
Ki bir de mübarek Ramazandayız ki, iftar sofralarımızın olmazsa olmazlarındandır kendisi.
Rabbim eksikliğini göstermesin, olmayan herkese bu nimetlerden faydalanmayı nasip etsin İnşaAllah.Amin...

Çorba seviyorum dedim ya, her yaptığım çorbadan sonra, "en sevdiğim çorba, bu çorba" diyorum.
Sonra fark ediyorum ki, ben bir çok çorbayı çok seviyorum :)
Düğün çorbası da bunlardan biri işte.
Her ne kadar fotoğrafı içime sinmeyen tariflerden biri olsa da, fotoğrafını beğenmedim diye arşivde bir süre daha beklemesine gönlüm razı gelmedi yine :)
İşte hem besleyici hem de çok lezzetli düğün çorbasının tarifi...

Ölçüleriyle oynamadan yaptığınızda, kıvamı tam tutan bir tarif (İnşaAllah)...

Malzemeler:
  • 300 gr. kırmızı et (Haşlamak için 1 adet soğan ve 2 adet defne yaprağı)
  • 5 su bardağı et suyu
  • 1.5 litre su (Eti haşlamak için değil, çorbanın kendi suyu için)
  • Tuz
Terbiyesi İçin:
  • 1 adet yumurta
  • 4 yemek kaşığı un (Tepeleme)
  • 4 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı limon suyu
  • Karabiber
Üzerinin Sosu İçin:
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
  • 1.5 tatlı kaşığı toz kırmızı biber
1-) Soğan ve defne yaprağı koyduğumuz tencerede etimizi pişene kadar haşlıyoruz.
2-) Haşlanan etimizin suyunu süzüyoruz.
3-) Terbiye için olan tüm malzemeleri bir kapta çırpıcı ile iyice pürüzsüz olana kadar karıştırıyoruz.
4-) Haşlanan eti ufak ufak didiyoruz.

5-) Süzdüğümüz et suyundan 5 su bardağı kadarını ve 1 buçuk litre suyu ocağa koyup kaynatıyoruz. Diddiğimiz etleri ilave ediyoruz.
6-) Hazırladığımız terbiyeye kaynayan çorbadan 3-4 kepçe koyuyoruz ve terbiyenin ısısını böylelikle artırmış oluyorz ki çorbaya ilave ettiğimizde kesilmesin diye. Daha sonra çorbaya ilave edip bir yandan da çorbayı karıştırıyoruz. Kaynayınca tuzunu atıyoruz. 15-20 dakika kaynadıktan sonra altını kapatıp servis ediyoruz. Üzerine kırmızı biberli sostan döküyoruz.


Afiyet olsun efendim...


Read More »

21 Temmuz 2013 Pazar

Ankara Çiçek Modelleme Eğitimi

3

Güzel pazarlar herkese.
Gerçi yeni bir haftaya başlamak üzereyiz ama benim gecem gündüzüm son zamanlarda altına üstüne geldiği için :)

Canım Filiz ablam, nam-ı diğer Petunyalarım öyle güzel çiçekler yapıyor ki.
Gerçeğinden farksız. Bakmak isterseniz burada efendim ;)
İşte bu güzel çiçeklerin yapımının eğitimini veriyor ve Allah nasip ederse Ankara'da da vermek istiyor.

Eğer sizde bu güzelliklerin yapımı öğrenmek isterseniz kendisine filizbircan@petunyalarim.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Birlikte güzel bir gün geçirmeye ne dersiniz? ;))

Read More »

19 Temmuz 2013 Cuma

Közlenmiş Kırmızı Biberli Semizotu Salatası

7

Hala inanamıyorum, ne ara Ramazan ayının 11. gününe geldik..
Zaman nasıl da su gibi akıp gidiyor gerçekten...
Hayırla, dolu dolu geçmesi duasıyla...

Bugün ki vakitsizliğimden ötürü, tarifi verip hemen kaçacağım müsaadenizle..
Son zamanlarda en sık yaptığım salatalar biri, bugün sizlerle paylaştığım semizotu salatası.
Bir çok kişinin farklı versiyonlarla yaptığı bir salata aslında.
Hem pratik hem de tadına doyulmaz.

Malzemeler:
  • 1 bağ semizotu
  • 2 adet salatalık
  • 3 adet közlenmiş kırmızı biber
  • 3 su bardağı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı mayonez
  • 1 tatlı kaşığı kuru nane
  • 1 diş sarımsak
  • Sıvıyağ
  • Tuz
Detaylı fotoğrafı bulunmadı dememek için, en azından malzemelerin çoğunu göstermek istedim.

  • Semizotu çok iyi şekilde yıkadıktan sonra, bir parmak kalınlığında doğruyoruz.
  • Közlenmiş kırmızı biber ve salatalıkları ufak ufak doğruyoruz.
  • Bütün malzemeleri bir kase karıştırıyoruz ve servis tabağına alıyoruz.

Afiyet olsun efendim :)

Hepimizin cuması mübarek olsun der, huzurla hayırla dolu bir haftasonu dilerim.

Kalb-i sevgi ve muhabbetlerimle...


Read More »

17 Temmuz 2013 Çarşamba

GiSi'nin Tanıtım Videosu ;)

8


(Videonun sağ altındaki kareye tıklayarak, büyük ekranda izleyebilirsiniz)

Madem yenilikler yapmaya başladım, farklı bir şey daha yapıp, GiSi için bir tanıtım videosu hazırlamak istedik.
 
Umarım beğenirsiniz.
 
Keyifli seyirler efendim ;)

Read More »

16 Temmuz 2013 Salı

Artık GiSi de Facebook ve Twitterda...

6

Şuan aynen yukarıdaki bıcırık gibiyim...
Hala alışmaya çalışıyorum bu fikire...
İşim gereği artık sosyal ağlarda bulunmam gerektiği fikrine alışmaya çalışmak...

Beni bilenler bilir, senelerdir tüm sosyal paylaşım sitelerine karşı çok ciddi düşmanlığım ve savaşım vardı. Çünkü etrafımda öyle acı olaylara, yuvaların parçalandığına ve daha onca kötü senaryoya tanıklık ettim ki, sevmemi gerektiren en ufak bir gelişme bile olmadı benim için.
Ne yazık ki hala da öyle aslında...
Fakat siteyi takip eden ya da sipariş veren veya vermek isteyen misafirlerimin facebook ya da twitterdan da takip etme istekleri ile ilgili yorum ve maillerin sayısı arttıkça, galiba artık daha fazla direnemeyeceğim dedim...

"Büyük lokma ye, büyük söz söyleme" atasözümüzü tam manasıyla yaşamış bulunmaktayım.
"Asla, katiyen, hayatta işim olmaz, kesinlikle tasvip etmiyorum o ve benzeri siteleri"...
Ahh Gizem ahh...
Ne gelirse insanın başına dilinden, büyük laf etmesinden gelir diye boşuna denmiyor işte.
Şuan, senelerdir o büyük konuştuğum cümleleri bir bir yedim yuttum içtim...

Sözün özü dostlar, artık bendeniz de bugün itibari ile facebook ve twitterdayım.
Bundan sonra sitedeki tüm paylaşımlarım, yaptığım yeni ürünler ve daha bir çok şeyle birlikte bende bu iki sitede sizlerle olacağım...
İnstagram'a da yakında geçmeyi planlıyorum.
Madem bir kere sözümü yuttum, bir ya da 3 ne fark eder değil mi?..

Facebook'tan takip etmek için buraya...
Twitter'dan takip etmek için buraya...

Yürekten sevgi, selam ve muhabbetlerimle...


Read More »

12 Temmuz 2013 Cuma

Patlıcanlı Tavuklu Sac Kavurma

11

Hayırla dolu bir cuma günü diliyorum hepimize...

Misafir ağırlamak çok başka bir heyecandır fakat oruçlu misafiri ağırlamanın heyecanı takdir ederseniz ki tartışılmaz bir tatlı telaştır, duygudur.
Her zamankinden daha farklı bir heyecanda olur insan.
Sofra daha bir özenli, sunumlar daha bir farklı, lezzetler daha bir özel..

Bu bahsettiklerim belki de sadece benim için böyledir fakat şu bir gerçek ki, misafir ağırlamanın zevki, keyfi ve heyecanı bambaşkadır...
Hele bir de gelen misafirleriniz sizin için çok daha özelse, off değmeyin keyfine ev sahibinin :)



Tüm bunlardan neden mi bahsettim?
Çünkü bugün ki vereceğim tarif, benim için tavuk ve patlıcanın en güzel şekilde buluştuğu, lezzetine doyum olmayan, misafir sofralarınız için de "güzel mi olur acaba?" derdi olmadan çok havalı şekilde sofraya sacla getirip servis edebileceğiniz bir lezzet.

Tariflerimi övmekten hoşlanmam, övdüğüm sadece beğendiğim lezzetidir,
Hatta hayattaki hiç bir şeyimi övmeyi asla sevmem çünkü Rabbim'den korkarım.

“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme!
Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüneni sevmez.”(Lokman suresi,18)

Fakat şunu söylemem gerekir ki, hem misafirleriniz için hem de patlıcan ve tavuğu farklı şekilde değerlendirmek isterseniz, kesinlikle tavsiye ederim...

Vereceğim ölçüler, benim sacım için ideal(30cm çapında) ama siz sacınızın boyutuna göre artırıp azaltabilirsiniz.

Malzemeler: (5 kişilik)
  • 2 adet tavuk göğsü (fileto)
  • 2 adet patlıcan
  • 1 adet kırmızı biber
  • 3 adet yeşil biber
  • 2 adet orta boy domates
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 diş sarımsak
  • Çeyrek demet maydanoz
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1.5 yemek kaşığı tereyağı
  • 4-5 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 1 tatlı kaşığı kuru nane
  • 1 çay kaşığı dolusu şeker
  • Tuz
  • Karabiber
  • Yarım su bardağı kaşar rendesi (en son üzerine serpmek için)
1-) Tavuk ve patlıcanı tavla zarı büyüklüğünde ufak ufak doğruyoruz. (Tavuğu buzlukta 1-2 saat beklettikten sonra doğrarsanız, çok pratik şekilde ufak ufak doğrayabilirsiniz). 
Biberleri, domatesleri de küçük doğrayıp, maydonozu ince ince kıyıyoruz.
2-) Tereyağ ve sıvıyağ koyduğumuz tavada ilk önce tavukları kavuruyoruz. Tavuklar suyunu salıp çekince, soğanı ilave ediyoruz.
3-) Daha sonra salçasını, karabiber ve naneyi, sarımsağı ve şekeri koyup karıştırıyoruz. Biberleri de koyup kavurmaya devam ediyoruz.
4-) Patlıcanı ve domatesi de koyup kavurduktan sonra suyunu koyup ara sıra karıştırarak kısık ateşete pişmeye bırakıyoruz. 
Ocaktan indirmeden bir kaç dakika önce kıyılmış maydanozu koyuyoruz. Ocaktan indirdikten sonra da üzerine kaşar serpiyoruz.


Tadına bakmak ister misiniz? :)

Afiyet olsun efendim...

Yürekten sevgi, selam ve muhabbetlerimle...


Read More »

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Konken Böreği

11

Selamların en güzeli ile...

Ramazan heyecanı hepimizi sarmış bir haldeyiz.
Bu mübarek ayın kıymeti, hayırla geçmesi için gösterilen çabalar, arınmak temizlenmek için gösterilen özenler inşaAllah bir daha ki Ramazan'a kadar baki kalır, sadece bu ay ile sınırlı kalmaz diye dua ediyorum...

                                                               ************************************
Konken böreği...
Kim bu güzelim poğaçaya bu ismi vermiş bilemeyeceğim ama açık söylemek gerekirse"peynirli pratik poğaça, mayasız poğaça, vs" gibi isimlerle değiştirmeyi  ilk başta düşünmedim değil.
Ama sonra orijinalini bozmamaya karar verdim, çünkü senelerdir bu isimle anılıp yapılır bizim evde.

Bu güzel tarif, annemin özel arkadaşlarından biri olan, benim de çook sevdiğim, çocukluğumun elinde geçtiği güzel insanlardan biri olan Dilek teyzeme ait.
Tarifi vereli seneleer geçse de, bir kez de buradan teşekkür etmek istiyorum kendisine...

Bu nefis şirin poğaçaları, sahur için hem mayasız hem de pratik bir şeyler yapmak isterseniz tavsiye ederim. Akşamdan şipşak hamurunu hazırlayıp yapabileceğiniz, sahura farklı, pratik, mayasız ne yapayım derdinizin olmayacağı bir tarif.

Malzemeler:
  • 2 adet yumurta (1'inin sarısı poğaçaların üzerine sürülecek)
  • 1 Türk kahvesi fincanı yoğurt
  • 1 Türk kahvesi fincanı sıvıyağı
  • 125 gr. tereyağı
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 buçuk tatlı kaşığı şeker
  • Aldığı kadar un
İç Malzemesi:
  • Beyaz peynir
1-) Tüm malzemelerimizi fotoğrafta gördüğünüz gibi hazırlıyoruz.
2-) Yoğurma kabına bütün malzemeleri koyup, kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğuruyoruz.
3-) Hamurumuzdan 2 yumurta büyüklüğünde bir beze alıyoruz ve merdane ile pasta tabağı büyüklüğünde açıyoruz.
4-) Açtığımız hamuru, 6 eşit üçgen olarak şekilde bıçakla bölüyoruz. Sigara böreğindeki yaptığımız işlemi yapıyoruz. En başına 1 tatlı kaşığı dolusu peynir koyuyoruz, kenarlarını hafif içe katlayıp, daha sonra rulo şeklinde sarıyoruz.
5-) Yağladığımız tepsimize diziyoruz. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, arzuya göre susam ya da çörek otu ya da haşhaş tohumu serpip, 180 derecede ısıttığımız fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.


Afiyet olsun efendim :)


Read More »

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Hayırlı Ramazanlar...

8
"O sayılı günler, ramazan ayıdır. O ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yola götüren Ve hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur’ân o ayda indirildi. Artık sizden kim ramazan ayının hilâlini görürse, o gün oruca başlasın. Hasta veya yolcu olan, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde oruç tutar. Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez. Oruç günlerini tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden ötürü Allah’ı tazim etmenizi ister. Şükredesiniz diye bu kolaylığı gösterir." (Bakara Suresi, 185)
 
 
Bu mübarek ayı hakkıyla ihya etmeyi nasip etsin Mevlam...
 
Tüm ibadet ve dualarımızın kabul olması, hayırla dolu bir Ramazan ayı geçirmeyi diliyorum...
 
Sevgi, selam ve dua ile...
Read More »

7 Temmuz 2013 Pazar

Pancar Yaprağı Böreği

8
Köyde dedemlerin bahçesinden toplanmış pancar yapraklarıyla hazırlanmış mis gibi börek tarifi...
Yanlışlıkla silmiş olduğum bir tarif, tekrar yayında...

Malzemeler:
  • 1 kilo hazır yufka
  • Yarım kilo pancar yaprağı
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 kase beyaz peynir
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 3 yemek kaşığı sıvıyağı
  • Karabiber
  • Tuz
Arasına Sürmek İçin:
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 2 yumurta (1'inin sarısı üzerine)
  • Yarım su bardağı sıvıyağ
1-) Bir tencereye yağ koyup, yemeklik doğradığımız soğanları kavuruyoruz. Salçasını ve karabiberini atıp kavurmaya devam ediyoruz.
2-) Pancar yapraklarını çok iyi yıkayıp, 1 parmak kalınlığında doğruyoruz.
3-) Kavrulan soğana, doğradığımız pancar yapraklarını koyuyoruz ve suyunu salıp çekene kadar kavuruyoruz, tuzunu atıyoruz (beyaz peynir de koyacağımız için, tuzunu dikkatli atın).
4-) Kavrulan harcımızı ocaktan alıp, ılımaya bırakıyoruz. Ufaladığımız beyaz peyniri koyup karıştırıyoruz.

5-) Yufkayı tezgaha seriyoruz. Arasına sürmek için hazırladığımız sostan 3-4 yemek kaşığı yufkanın üzerine döküp, her tarafına yayıyoruz, ikinci yufkayı üzerine seriyoruz ve harçtan koymuyoruz.
6-) 8 eşit parçaya bölüp, iç harçtan 1 yemek kaşığı koyuyoruz her birine.
7-) Sigara böreği sarar gibi, kenarlarını hafif içe kıvırıp daha sonra rulo yapıyoruz.
8-) Yağladığımız tepsiye dizip, üzerine yumurta sarısı sürüyoruz, susam serpip, 185 dereceye ısıttığımız fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.


Afiyet olsun...
Read More »

5 Temmuz 2013 Cuma

Takımlar

5
Hazırladığım takımları tek bir yayın altında sizlerle paylaşmak istedim bugün.
Kendinize ya da sevdiklerinize hediye etmek amaç sipariş verebilirsiniz.


- Denizci Takımı -
Özellikle balık sofraları için yapmış olduğum bir takımdır. Her birini ayrı ayrı satın alabileceğiniz gibi, takım halinde de alabilirsiniz.

 -Kahve Fincanı ve Fincan Kılıfı Takımı -
Beğendiğiniz her kumaştan kılıf hazırlanabilir lakin en çok beğenilen ve talep gören İstanbul yazılı olduğu için, sizlerle onu paylaştım.
- İstanbul Desenli Masa Takımı -
İstanbul severler ya da İstanbul'a hasret olanlar için...
(Kırmızı masa örtüsü, İstanbul desenli runner ve kırmızı peçete halkası. İster 3'lü takım halinde alabilirsiniz ya da istediğinizi seçebilirsiniz.)

- İstanbul Desenli Önlük Takımı -
İstanbul severler ya da İstanbul'a hasret olanlar için...
(Şef önlüğü, şapkası ve tutacağı.. İster 3'lü takım halinde alabilirsiniz ya da istediğinizi seçebilirsiniz.)
 Sipariş vermek için ya da sormak istedikleriniz için bana mail adresimden ulaşabilirsiniz.
gisitasarim@hotmail.com

Hayırlı cumalar ve huzur dolu bir haftasonu diliyorum...


Read More »

3 Temmuz 2013 Çarşamba

GiSi'de Satışlar Tekrar Başladı

5

Her ne kadar ara verdim dediysem de, bu ara verdiğim süreç içinde tatlı misafirlerimi kıramadığım için, siparişlerini kabul ediyordum.
Ama artık sitede de tekrardan satışlara başladığımı duyurmak istedim.
Şunu da belirtmek istiyorum, sipariş veren misafirlerim artık stilimi çok iyi biliyorlar ama bilmeyenler için söylemek istedim; siparişleri sıraya koyarak yaptığım için, acil olan siparişleriniz için en az 5 gün öncesinden verirseniz çok memnun olurum.
 
Yepyeni kumaş kataloğunu da en yakın zamanda talep eden misafirlerime mail yoluyla ulaştıracağım.
Açık söylemek gerekirse, yeni sezonun yeni kumaşları adeta kalbimden vurdu beni.
Kumaşçıma gittiğimde tabir-i caizse kendimi kaybettim yepyeni cici kumaşların arasında, gözüm döndü :))
Bu hafta yeni kumaş kataloğu da elime ulaştıktan sonra, dediğim gibi, isteyen misafirlerime mail yolu ile ulaştırabilirim.
Özellikle mutfak masaları ya da bahçe masaları için inanılmaz güzel desenler var aralarında.
 
Sipariş vermek ya da sormak istedikleriniz için;
adresinden bana ulaşabilirsiniz.
 
 
Read More »

2 Temmuz 2013 Salı

Antalya Hatırası...

11
Yürekten sevgi ve selam olsun herkese...

Antalya'dan 2 gün önce dönüş yaptım.
Bu güzel şehir, kelimenin tam manâsıyla ruhumu okşadı..
Ama ne yazık ki bir önceki yayında bahsettiğim o sürpriz yayını hazırlamak nasip olmadı :(

Cumartesi günü için ayarlanan o güzel buluşma, kavuşma, kucaklaşma gerçekleşemedi :(
Perşembe günü galiba yediğim bir şeyden ötürü besin zehirlenmesi geçirdim ve cuma ve cumartesi günü otel odasından dahi çıkamadım :(
Buluşmaya gelecek olan ya da gelmek isteyen tüm gönül dostlarıma bir kez de buradan özürlerimi iletmek istiyorum.
Hepinize karşı nasıl mahcubum tarif edemem bunu... :(
Ama anlayışınız, halimi hatırımı soran yorum ve mesajlarınız için de ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
İyi ki yüreğimdesiniz.
Blog vesileyle tanıdığım tüm dostlarımın bambaşka yeri var şu acizin yüreğinde...

Nasipten öteye yol yok..
Bu sefer nasip olmadı Antalya'daki dostlarımla kavuşmak ama bir daha ki sefere Mevlam nasip eder İnşaAllah diye dua ediyorum...

Bu hüznüm yetmiyormuşçasına, bin bir hevesle çektiğim, aralarında beni çok heyecanlandıran fotoğrafların da olduğu bir çok fotoğraf bir kaza sonucu silindi gitti..
Bu durum da beni çok üzdü hali ile ama Rabbim başka sıkıntı vermesin yeter ki...

Anlayacağınız dostlar, bugün ki yayınım bir hayli kalp burukluklarıyla dolu olduğu için, elimde kalan bir kaç fotoğrafla sizlere dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım bu güzel şehri...

Perşembe günü Alanya'yı gezdik ve Alanya'nın nadide yerlerini görme şansımız oldu.
Yukarıdaki fotoğraflar Alanya kalesine aittir.
Buranın geçmişi milattan önce 2.yy'a kadar dayanmaktaymış.
Kalenin çok etkileyici hikayesi var.
Mesela yukarıda insanların bulunduğu yerin adı "Adam Atacağı".
Eskiden idam etmeden evvel esirleri 3 gün aç bıraktıktan sonra buraya getirirlermiş ve 3 adet taş verirlermiş. Eğer 3 taştan birini denize düşürebilirse, idamdan kurtulurmuş ama bu taşın denize düşmesi imkansız.
Çünkü uçurumun altındaki mağaranın çekim kuvveti yüzünden, taş hiç bir zaman denize ulaşmıyor.
Anlayacağınız; idamdan kurtulmak imkansızmış...


"Damlataş Mağarası".
Gördüğünüz bu mağara, birbirinden güzel sayısızca sarkıt ve dikitlerden oluşuyor.
Mağaranın çok fazla nem ve karbondioksit barındırmasından ötürü astıma iyi geldiğine inanılıyor lakin fikrini sorduğum can'ım doktorum, bu tanının tamamen yanlış olduğunu, bir astımlının bu kadar yüksek nemde kesinlikle kalmaması gerektiğini söyledi bana.

Burası da "Dim Çayı".
Çay, Toros dağlarından doğmakta.
Çayın, Alanya'ya yaklaşan son kısımları turizm amaçlı kullanılıyor.
Restoranlar, çayın içine masalar atmışlar ve Antalya'nın bunaltıcı sıcağından kaçmak isteyen misafirlerine, Dim çayının buz gibi sularını serinletmek amaçlı kullanıyorlar.

Ne yazık ki az önce de dediğim gibi elimde öyle az fotoğraf kalmış ki, gezdiğimiz yerleri bile çok kısıtlı fotoğraflarla anlatmak zorunda kaldım... :((
Kusurlarım için tekrar af diliyor, sizleri en Güzel'e emanet ediyorum.

Selam ve dua ile...


Read More »

Ne Aramıştınız?



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

... GiSi ... © 2014-İLKBAHAR - "GiSi Tasarım" sitesinde yayınlanan ürünlerin, fotoğrafların ve yazıların tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve de kaynak gösterilmeden kullanılmaması önemle rica olunur. Emeğe saygı çerçevesinde, bu ufak ricamı göz önünde bulundururmanızı istiyor, sitede keyifli vakit geçirmenizi diliyorum. Sevgi ve muhabbetle...

Tasarım-Değmesin Yağlı Boya